17 Haziran 2009 Çarşamba

İstanbul Tıp Fakültesi,Tübitak

Bir de şunu eklemek isterim ki Bunu Dan Brown kitaplarında da gördüm,başka diğer Amerikan çağdaş yazarlarının kitaplarında da gördüm,adamlar istedikleri gibi,FBI ile veya Beyaz Saray çalışanları ile,ya da CIA ile ilgili kurgular yazabiliyorlar,burada çalışan herhangi bir roman karakterini yerden yere vurabiliyorlar, defolu ve arızalı gösterebiliyorlar,kendi polis teşkilatlarıyla bile rahatlıkla dalga geçebiliyorlar,menfaatçi,hırslı ve katil ruhlu,entrikacı bilim adamları ve bunların başlarında oldukları ABD araştırma kurumları ile ilgili istedikleri gibi kurgu yapabiliyorlar ve üstelik bu kitaplar da ne enteresandır ki,best seller oluveriyor,ne kimse dava açıyor,ne kimse soruşturma başlatıyor,ne de bir meslek grubu kalkıp manevi hakaret davası açacak kadar ciddiye alıyor. Sadece kitapları mı,filmlerinde de de güvenlik ve polis teşkilatlarının çoğunun ne kadar beceriksiz veya ne kadar entrikacı olduğunu anlatabiliyorlar ve sonuçta bu bir filmdir ya da sonuçta bir roman kurgusudur deyip geçiyorlar. Bu kitap bizim ülkemizde,mesela İstanbul Tıp Fakültesi,Tübitak falan gibi kurumlar da gerçek adları kullanarak yazılsaydı,şimdiye yer yerinden oynamış,bilim adamları mahkemeye koşmuş,üniversitelerde eylemler yapılmıştı.Gerçi bizim ülkemiz yazarlarının da bir kısmının işine gelirdi bu eylemler,mahkeme davaları,reklam açısından. Sonuç olarak çok beğendim,bayıldım.Bu kitap manyağının tavsiyesine güvenin.Koca kitabı iki günde bitirip biraz göz kuruması ve yanması hissedecekseniz de,boşverin,okumamış olma olasılığınızı,olasılıksız yapın.

Hiç yorum yok: